6 Mart 2018 Salı

'Siyah Bira' kaç bardakta sarhoş eder?

'in romanı, Siyah Bira, Bir Yunan Polisiyesi üst başlığı ile Labirent Yayınları tarafından basılmış bir kitap. 

Kitap, Andreas isimli bir sokak müzisyeninin kendisine bir kaç şişe bira ısmarladığı gece öldürülen arkadaşı Lazarus'un katilinin kim olduğunu öğrenmek için sergilediği çabaları anlatan ve Atina'da geçen bir polisiye.

Kitabın eksileri ve artıları var doğal olarak. 


Hikaye marjinal bir karakterin, zoraki dedektiflik macerası gibi görülebilir. Kahramanımızın, arkadaşının katilinin kimliğini tespit edebilmek için sürdürdüğü araştırmanın verilerini birer birer bizim de önümüze çıkartıyor Danellis. Böylece biz de katilin kim olduğunu, farklı olasılıkları tek tek sınayarak tespit etmeye çalıyoruz. Bu kitabın artısı. 

LEĞENDEKİ SAÇLAR... KİMİN BU SAÇLAR?


Eksilerine gelince. Kitabın çevirisi -ne yazık ki- çok iyi değil. Bu editoryal aşamada üstünden gelinebilecek bir eksiklik. Ama belli ki editörler kitapla çok uğraşmamış. İşin üzücü yanı Polisiye edebiyat için çalışan bir yayınevinin kitaba hak ettiği özeni ve doğal olarak da okuyuca hak ettiği saygıyı göstermemiş olması. Anlatımı zedeleyen, akıl karıştıran yanlış çevrilmiş kelimeler, Türkçe söz dizinine uygun olmayan cümleler... Okur olarak şanslıyız ki çok sayıda değil bu hatalar. Ama yine de göze batıyor. Bir örnek vereyim Lazarus'un evinde banyoya giren Andreas, 'leğen'in giderinde saçlar ve bir jilet görüyor... Leğenin gideri olamayacağına göre söz konusu şey duş yapılan ve adına tekne denilen bölüm olsa gerek. Çevirmen bunu gözden kaçırdı diyelim. Editör ve redaktör böyle hataları görmek için var.

Bir diğer eksi, kitabın güçlü bir finalinin olmayışı. Hatta şöyle diyelim, kitabın finalinin olmayışı. Katilin kimliğini, daha doğrusu olası katil adaylarından hangisinin katil olduğunu öğrenen Andreas'ın bu bilgiye ulaşmak için uğraşıp durduktan sonra ne yapacağını merak ederek sayfayı çeviriyor ve hiç bir şey olmayan bir final ile karşılaşıyorsunuz. Bu eksi, editör ya da çevirmen kaynaklı değil. Yazarın tercihi tabii ki.


GÖÇMENLER VARDIR... İYİ AMA NEDEN?


Atina'da geçen ve bize çeşitli toplu taşım araçları ile Atina'yı dolaştıran yazar Danellis'in kitabın tanıtımında ileri sürüldüğü gibi Petros Markaris polisiyeleri ile Yunan olmak dışında hiç bir benzerliği yok ne yazık ki. Markaris'te gördüğümüz derinlikli politik alt yapı Danellis'in kitabında yok. Politikaya yönelik bir iki gönderme geliştirilmeden bırakılıp es geçilmiş ne yazık ki.  Halbuki kitabın geçtiği günler Yunanistan'da ekonomik sıkıntının politik kaos doğurduğu, sürekli sokak eylemleri ile dolu günler... Kitap boyunca bir iki defa yakınlaşılıp uzaklaşılan mülteciler / göçmenler ile ilgili de bir şey olmuyor kitapta. Yazar belli ki böyle bir durumun farkında, o insanları bizlere de gösterip sonra da gözlerini başka bir tarafa çeviriyor. Tüm bu göçmenler olmasa da kitaptaki hikaye hiç bir şey kaybetmez, olmaları da bir şey kazandırmıyor ne yazık ki. Andreas'ın göçmen sevgilisi yerine bir Yunanlı da olsa, sık sık yemek yemeğe gittiği lokanta bir göçmen lokantası olmasa da olur. Ev sahibesi göçmenler olmasa Yunanlı gençler veya anarşistlerden korkacak mesela... Göçmenlerin ve mültecilerin olmasının hikaye açısından bir katkısı yok en azından. 

Bunun sebebi belki de Danellis'in, 2009'dan beri Türkiye'de / İstanbul'da yaşayan bir Yunanlı yazar olmasıdır. 


TÜRK KAHVESİ VE RAKI MI ελληνικά καφέ  VE ούζο MU?

Bu arada, Türkiye'de yaşaması ile ilgili çarpıcı bir nokta daha var. Kitapta geçen "Türk Kahvesi" ve "Rakı" acaba yazarın tercihi mi yoksa çevirmen/editör tercihi mi diye düşünmeden edemiyor insan. Eğer yazar öyle yazmadı da çevirmen ya da editör tarafından "Yunan Kahvesi" ve "Uzo" yerine "Türk kahvesi" ve "Rakı" çevirisi yapıldıysa çok büyük bir problem olduğunu da söylemeliyim. Yunan ve Türk toplumları arasında bu iki içeceğin ismi ve kime ait olduğu çok tartışmalı olduğu için eğer çeviride böyle bir şey yapıldıysa ciddi bir gaf... Yok bunu yazar Türkiyeli okura bir güzellik yapmak adına böyle yazdıysa o zaman bambaşka boyut kazanıyor bu gönderme... Bunun da altını burada çizmiş olayım.

Son olarak bir not daha. Kitabın ismi Siyah Bira. Başta bunun bir anlamı olabilir gibi geliyor. Ama bu da kitabın isminin Noir bir etki uyandırması dışında anlam ifade etmiyor ne yazık ki... Eğer bir gönderme ise, böyle olduğuna dair okurun anlayabileceği bir işareti yok. 

0 yorum:

Yorum Gönder

 

kitaplık cini © 2010

Blogger Templates by Splashy Templates